Yusufçuğun vücudu, metalle kaplanmış izlenimi veren halkalı bir yapıya sahiptir. Buz mavisinden bordoya kadar çeşitli renklerdeki gövdenin üzerinde çaprazlama yerleşmiş iki çift kanat bulunur. Bu yapı sayesinde, yusufçuk çok iyi bir manevra yeteneğine sahiptir. Uçuşu hangi hızda ve hangi yönde olursa olsun, aniden durup ters yönde uçmaya başlayabilir. Veya havada sabit durup avına saldırmak için uygun bir pozisyon bekleyebilir. Bu durumda iken olduğu yerde kıvrak bir dönüş yaparak avına yönelebilir. Çok kısa bir zaman içinde, böcekler için olağanüstü bir hıza; saatte 40 km'ye ulaşır (Olimpiyatlarda 100 m. koşan atletlerin hızı saatte 39 km kadardır).
Sık manevra yapmak
zorunda kalan pilotların karşılaştığı güçlüklerden biri manevra sonrasında
uçağın yere göre konumunun belirlenmesidir. Eğer pilot manevra sonrasında hangi
tarafın alt hangi tarafın üst olduğunu bir an için olsun karıştırırsa, uçak
düşebilir.
Teknisyenler bu tehlikeye
karşı özel bir aygıt geliştirmişlerdir. "Jiroskop" adı verilen bu
aygıt, pilota yapay bir ufuk çizgisi gösterir. Pilot bu çizgi ile gerçek ufuk
çizgisini karşılaştırır ve uçağın konumunu anında tespit eder.
Teknisyenlerin
geliştirdikleri bu aygıtın bir benzerini, yusufçuk milyonlarca yıldır kullanmaktadır.
Yusufçuğun gözlerinin önüne yapay bir ufuk çizgisi çizilmiştir. Vücudu hangi
açı ile uçarsa uçsun, bu sayede kafasını hep ufuk çizgisine paralel tutar.
Yusufçuğun bedeni uçuş
sırasında pozisyon değiştirince, kafası ve bedeni arasındaki tüyler uyarılır.
Bu tüylerin köklerinde bulunan sinir hücreleri, uçuş kaslarına yusufçuğun
havadaki konumu hakkında bilgi gönderirler.
Bu sayede uçuş kasları
da, kanat çırpma hızı ve sayısını otomatik olarak ayarlar. Böylece en zor
manevralarda dahi yusufçuk uçuş yönünü ve kontrolünü hiç kaybetmez. Bu sistem
gerçek bir mühendislik harikasıdır.
(Bunlar,) "İçten Allah'a yönelen" her kul için "hikmetle bakan bir iç göz" ve bir zikirdir. (Kaf Suresi, 8)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder